İSTANBUL – Erdoğan’ın “Sincar’a da gireceğiz” sözlerine tepki gösteren Êzidî sosyolog Azad Barış, Şengal’in Türkiye topraklarına yakın olmadığını belirterek, “Buradaki insanların inançlarını kendi inançlarının fıtratına ters görüyorlar. Yine Coğrafya üzerinde hakimiyet kurmak istiyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Trabzon’da yaptığı “Afrin ile bu iş bitmeyecek dedik. Sincar’a da gireceğiz. Oraya da operasyonlar başladı” yönündeki açıklamasına, Êzidî Sosyolog Azad Barış tepki gösterdi. Şengal’in konum olarak Türkiye topraklarına yakın bir coğrafyada bulunmadığını ifade eden Barış, “Şengal operasyon fikri ve planı Türkiye’nin kendisini bir tehdit altında hissettiği için değildir. Burada yaşayan insanların inançlarını kendi inançlarının fıtratına ters görüyorlar. Yani bir Êzidî karşıtlığı amacı var. Yine Coğrafya üzerinde hakimiyet kurmak istiyorlar” dedi.
‘ÊZİDÎLERİN YAŞADIĞI SIRADAN DEĞİLDİ’
DAİŞ’in 3 Ağustos 2014’te Şengal’a saldırmasını hatırlatan Barış, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karanlığın temsilcileri, bu kara peçeli mahlukların, Şengal’in üzerine kara bulutlar gibi çöktüklerinde ne kadar büyük bir korku ne kadar büyük bir tahribat arkalarında bıraktıklarını bugün daha iyi görüyoruz. Bu katliamın, soykırımın, ortaya çıkardığı tahribatın büyüklüğü neredeyse hepimiz tarafından biliniyor. Dünyanın birçok hatırı sayılır Birleşmiş Milletlerden birçok dünya devletleri bunu katliam, soykırım olarak kabul etti. Dolayısıyla Êzidî halkının yaşadığı sıradan bir olay değildi.”
‘KÜRT ÖZGÜRLÜK HAREKETİ ÊZİDÎLERİ KATLİAMDAN KURTARDI’
“Kürt Özgürlük Hareketi 3 Ağustos 2014’te Êzidîleri büyük bir soykırımdan kurtardı” diyen Barış, “Ölüm sayısı ne yazık ki çoktu. Ama onlar sayesinde ölüm sayısının çoğalması engellendi. 5 bin, 10 bin ile sınırlı kaldı. DAİŞ’e karşı verdikleri yaman ve çetin bir mücadele sonucunda Êzidî halkını soykırımdan kurtardı ve soykırımın büyümesini engellediler. Dolayısıyla Êzidîlerin, Kürt Özgürlük Hareketi güçlerine, onun savaşçılarına bakışı Türkiye’nin baktığı gibi değildir ve olmak zorunda da değildir. Êzidîler, Kürt Özgürlük Hareketine kurtarıcı gözüyle bakıyor. Çünkü ilk günden beri herhangi politik, ideolojik bir çıkarsama gütmeksizin, insani bir müdahaleyle bu katliamın önüne geçtiler” diye konuştu.
‘ÊZİDÎLERİN ÖRGÜTLENMESİNE KAPI ARALADILAR’
Barış, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şimdi Êzidîler o günden itibaren kendilerini savunmak üzere Êzidî Savunma Birliklerini oluşturdular. Êzidîler’in sosyolojik olarak da bütünlüklü bir organizasyonları söz konusu değildir. O günle birlikte ilk defa bunun üzerine bir düşünme momenti ortaya çıktı. Ve Êzidîler birliklerini oluşturdular. Bu birliklere en çok destek sunanlardan biri de Kürt Özgürlük Hareketi oldu ve bu da bir hegemonya kurmak üzerinden olmadı. Daha çok ‘Biz Êzidî halkına ne katabiliriz, ne sunabiliriz’ üzerinden oldu. Dolayısıyla Türkiye, Kürt hareketini ‘terörist’ olarak görüyor diye Êzidîler de onlara ‘terörist’ gözüyle bakacak değil. Bizim bütün Kürt hareketleriyle başka bir ilişki kurma şeklimiz var.”
Bütün Kürt siyasi partilerinin katılımıyla Şengal sorununu çözmek gerektiğini vurgulayan Barış, “Çünkü Êzidî sorunu çevre bölge devletlerinin sorunu olduğu kadar, Kürt siyasal hareketlerinin de sorunudur. Kürt siyasal hareketleri herkes kendi açısından bir şekilde bir şemsiye açarak, Êzidîlerin örgütlenmesine kapı araladı. Bunu KDP, YNK, KCK yaptı. Goran Hareketi daha cılız kaldı. Dolayısıyla Êzidîler örgütlendiler. Örgütlenmiş olan Êzidîlerin politik duruşları, ideolojik donanımları, dünyaya bakış açıları ne olduğunu toplama bir şekilde ele alamayız. Herkes başka türlü meseleye bakıyor ama ortak çıkış noktası Êzidî ana vatanını savunmaktır.”
‘ŞENGAL’E MÜDAHALE IRAK’A MÜDAHALEDİR’
Êzidîlerin kendilerini savunurken bunu ne Irak ne Türkiye ne Suriye’ye ne de İran’a karşı yaptıklarını dile getiren Barış, “Êzidîler kendilerine saldıran çetelere karşı savunmak için birliklerini oluşturdular. Şengal mevcut durumda anayasal olarak Irak’ın bir toprak parçasıdır. Şengal Irak’ın bir parçasıdır. Güney Kürdistan’ın da sınırında bulunuyor. Êzidî yurdu ikiye bölünmüş durumda. İşte biri hala hal edilmemiş Kerkük’ünde içinde bulunduğu, anayasal olarak sorunlu olan 140’ncı maddeden dolayı devam eden tartışmalı bir alan iken, diğeri ise Federe Kürdistan içinde yer alan Şêxan bölgesidir. Şêxan bölgesi Kürdistan’a dahil iken Şengal’in kendisi hala anayasal olarak merkezi hükümetin yetkisi altındadır. Şimdi Şengal’a müdahale aynı zamanda Irak’a müdahaledir” diye ifade etti.
‘KENDİNİ SAVUNMAK İÇİN ELİNE SİLAH ALDI’
Irak’ın Türkiye’nin açıklamalarından sonra sert bir şekilde yanıt verdiğini hatırlatan Barış, “Irak, Türkiye ‘ben oraya girerim’ dediği andan itibaren, çok sert açıklamalar yaptı. Haklı olarak kendi devlet sınırında olan toprak parçasına dışarıdan müdahaleye izin vermez” diye belirtti. “Şengal ile ilgili yapılan bütün açıklamalar ve sözüm ona analizlerin ana eksenini oluşturan bir Êzidî düşmanlığı var. Êzidî inancına, kültürüne, folkloruna, onun anavatanına karşı bir kin var burada” diyen Barış, “PKK’nin eğitim kamplarının olduğu söyleniyor. Bir hafta önce PKK açıklama yaptı. Irak merkezi hükümeti bunu teyit etti. Amerika da ‘oradan çekildiklerini gerçekten görmek istiyoruz’ diye açıklama yaptı. Ve Kürt hareketi oradan çekildi. Ama bu 4 yıl içinde Êzidîler muazzam bir şekilde kendi birliklerini oluşturdular. İlk defa tarihlerinde ellerine silah aldılar. Ama birilerine düşmanlık için değil kendilerini savunmak için bunu yaptılar” dedi.
‘ÊZİDÎ GÜÇLERİNİN YAŞAMASINI İSTEMİYOR’
Türkiye’nin asıl amacının “Benim amacım askeri olarak kendini savunacak olan herhangi bir gücün orada organize olmasını, yaşamasını istemiyorum” olduğunun altını çizen Barış, “Kürt Hareketiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin arasında neredeyse 50 yıllık bir savaş var. Ama Şengal meselesi bunun dışında olan bir şeydir. Hem birebir onun komşusu değildir” diyerek Şengal’den doğru Türkiye’ye herhangi bir tehdittin olmadığını aktardı.
‘SALDIRMALARI FELAKETE YOL AÇACAKTIR’
Hala 3 ile 4 bin Êzidînin DAİŞ’in elinde esir olduğuna dikkat çeken Barış, şöyle devam etti: “Bu durumda kendimizi savunmayacağız, öyle mi? Hiç kusura bakmasınlar. Sayımızın küçüklüğü bizim elimizdeki silahların çapının büyük olmayışı onlara meydan okumalarına başımızı eğeceğimiz anlamına gelmiyor. Hiç kimsenin malında, mülkünde, toprağında gözümüz yok. Ama hiç kimse de böyle sopanın, silahın gücüyle vatanımıza giremez. Bu dinen caiz değildir. Komşuluk hukukuna uymuyor. Uluslararası bütün anlaşmalara aykırıdır. Şengal’i şu anda hedefe koymalarının sebebi sözüm ona bazı güçlerin orada bulunduğu için değildir. Biz Êzidîler öyle okumuyoruz. Bire bir bizimle ilgilidir. Efrin’de öyleydi. Efrin’de halk ve halklar vardı. Efrin işgalinin hiçte sözüm ona güncel, aktüel tehditlerle alakası yoktu. Şimdi buna meşru bir zemin aradılar. Uluslararası güçler, güç dengesi bağlamında sessiz kaldı. Ama halklar haykırdı ve buna karşı çıktılar. Tarih Türkiye’nin Efrin’e girmekle suçlu olduğunu gösterecektir. Şengal’e girerlerse bu bütün dünyada bir felakete yol açacaktır. Çünkü kan tazeyken hala acılarımız iyileşmemişken ve aslında bu katliama karşı komşularımız, kardeşlerimiz olarak Türkiye halkları yanımızda durması gerekirken, Türkiye yönetimi, onun rejimi bizi her gün tehdit ederek, işte ‘oraya da gireriz ansızın’ demeleri bir gaflettir. Onlar için iyi bir şey değildir.”
‘BİZİM GÖNLÜMÜZÜ ALMAK YERİNE TEHDİT EDİYORLAR’
“Şengal asla bir Kandil olamaz. Çünkü coğrafyası buna uygun değildir” diyen Barış, “Bir denizin ortasında küçücük bir ada düşünün. Siz orada ne kadar gizli faaliyetler yapabilirsiniz ki. Şengal’i düşünün Êzidîlerin elindeki en büyük silah kaleşnikof ya da doçkadır. Kendi köyünü savunmak için onu kendi parasıyla almıştır. Şimdi o silahla gelip Türkiye’ye mi, Irak’a mı, Suriye’ye mi saldıracak? Bu tehdit denilen olgunun ne kadar içi boş olduğunu tarihten gelen bazı önyargılarla süsleyerek aslında bizi düşman bellemek istiyorlar. Düşman değiliz. Şengal’in öyle bir durumu yok. Êzidîlerin öyle bir durumu yok. Tarihten bugüne kadar Êzidîler hiç kimseye saldırmadılar. 73 ferman yaşamışız ve 73 fermanda bugün bizi tehdit edenlerin ecdatlarının bire bir sorumluğu var. Bununla yüzleşmek yerine, gönlümüzü almak yerine, İlah’ın huzuruna daha sade, sedefi bir kalple çıkmak yerine hala bizi tehdit ediyorlar” diye aktardı.
Ellerindeki kılıçların değiştiğini şimdi uçaklarla saldırdıklarını dile getiren Barış, “Uçaklarla bizi bombalamakla tehdit ediyorlar. Bu komşuluğa sığmaz. Bu ilahiyata karşı Alah’a karşı bir suçtur. Bütün Müslüman alemi bilsin ki akacak olan kanımız sizin boynunuzun günahıdır. Sizi cennete asla götürmeyecektir. Bu cehennem ateşini daha da gürleştirecektir. Dininizde insan öldürmek yoktur, yasaktır. O zaman buna karşı çıkmak zorundasınız. Yanımızda durmak zorundasınız” dedi.
‘YAPILACAK SALDIRI İNSANLIĞIN ORTAK SUÇUDUR’
Bunun bütün Êzidîlerin ortak çağrısı olduğunu dile getiren Barış, “Dünyanın buna sessiz kalması kabul edilir bir durum değildir. Eğer bize karşı bir saldırı olursa, saldırıyı yapan kadar Almanya, Birleşmiş Milletlerin bütün üyeleri, Irak hükümeti, oradaki Kürt güçleri, Rusya ve Amerika suçludur. Onun için de bir an evvel bunu engellesinler. Biz tekrar yıkılmış olan köylerimizi, kasabalarımızı ve şehirlerimizi inşa etmek istiyoruz. Şengal’e yapılacak olan bir saldırı bütün insanlığın ortak suçudur” diye ifade etti.
Kaynak : MA
