• Künye
  • İletişim
6 Mart 2021, Cumartesi
Medya Haber TV - Özgür Haberin Adresi...
Advertisement
  • ANASAYFA
  • GÜNCEL
  • KADIN
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR-SANAT
  • EKOLOJİ
  • TÜM HABERLER
  • PROGRAMLAR
  • GÜNLÜK YAYIN
  • CANLI YAYIN
Sonuç yok
Tüm Sonuçlara Bak
  • ANASAYFA
  • GÜNCEL
  • KADIN
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR-SANAT
  • EKOLOJİ
  • TÜM HABERLER
  • PROGRAMLAR
  • GÜNLÜK YAYIN
  • CANLI YAYIN
Sonuç yok
Tüm Sonuçlara Bak
Medya Haber TV - Özgür Haberin Adresi...
Önder: Öcalan ne dediyse o oldu

Önder: Öcalan ne dediyse o oldu

7 Nisan 2018 | 15:16
- Türkİye
Facebook'ta PaylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'da paylaş

İSTANBUL – İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, İmralı görüşmelerinde Öcalan’ın yaptığı tespitler için “Bir teki bile eksik, yanlış ya da zamanlaması rötarlı olarak gerçekleşmedi. Ne dediyse o oldu. Nasıl tarif ettiyse öyle oldu. Ne zaman gerçekleşecek dediyse öyle oldu” dedi.

Asrın Hukuk Bürosu tarafından “Kürt Sorunu ve Tecridin Hukuk Politiği” başlığıyla Elite Word Otel’de düzenlenen foruma verilen öğlen arasının ardından devam edildi. HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Esengül Demir, HDP Milletvekilleri Mithat Sancar ve Hüda Kaya, Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu ve çok sayıda kişi katıldı.

“Kürt Sorunu Darbe Mekaniği İlişkisi ve Çözüm İmkanları” başlığının tartışıldığı ikinci oturumun moderatörlüğünü HDP Parti Meclisi Üyesi Ayşe Berktay yaptı. İmralı Heyeti üyesi ve HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Kürt sorunu ve darbe mekaniği”, siyasetçi Akın Birdal “Öcalan ve demokratik barış mücadelesi”, Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAMER) Koordinatörü Yüksel Genç ise, “Ortadoğu’nun savaş hali ve radikal demokrasi çözümü” başlığı altında sunumlarını yaptı.

Oturumun açılışında konuşan HDP PM Üyesi Ayşe Berktay, “Darbe mekaniği konusu Sayın Öcalan’ın tekrar tekrar gündeme getirdiği bir konudur. Bizimde üzerinde yoğunlaşmamız gereken bir konudur” dedi.

ÖNDER: ÖCALAN’A SÖYLEYEMEDİKLERİNİ BİZE SÖYLEDİLER

“Kürt sorunu ve darbe mekaniği” başlıklı sunum yapan HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, herkesi Kürtçe selamlayarak, “Sayın Öcalan’ı selamlayarak konuşmama başlamak istiyorum. Bir gazete haberi ile başlamak istiyorum. 30.11.2014’te müzakere heyeti olarak yaptığımız bir açıklama. Bu gazetelerde nasıl yer bulmuş onu anlatmak istiyoruz” diyerek gazetede yer alan heyet açıklamasını okudu.

Açıklamanın daha uzun olduğunu dile getiren Önder, “Bu açıklamadan sonra bir tartışma hattı gelişti. Bu genellikle bize ve Sayın Öcalan’a tepki, daha çok bize tepki. Sayın Öcalan’a söyleyemediklerini bize söylediler. Bunlardan en çok bilineni sayın sevgili dostumuz arkadaşımız Nuray Mert’in yazısıydı. Ona cevaben darbe mekaniği ağırlıklı bir tartışma yürüdü. Ama ibret verici olan bir şeyi söyleyeyim. Bu tartışmaya Ahmet Hakan da dahil oldu. Ve ‘Darbe diyen kişi isterse Sırrı Süreyya Önder olsun git işine demek boynumuzun borcudur’ diye bir yazı yazdı. Genel olarak bu meseleye duyarlı çevreler, birçok dostumuz ya da rakibimiz olmayan birçok kişi bizi ‘Siz darbe sopalarıyla insanları korkutmak istiyorsunuz’ dediler. Nedir bu üzerimize sürekli darbe ve darbe mekaniği diye çok yoğun bir entelektüel yönelim altında kaldık” dedi.

ÖZELEŞTİRİ YAPTI

Özeleştiri veren Önder, şöyle devam etti: “Bizde çok kavrayamadık. Çünkü kamuoyunda bu kadar uzun derinlemesine ve çok katmanlı tartışılan birçok şeyi Sayın Öcalan orada bin 500 başlığı içerisinde değinerek geçiyor. Bazen devlet yetkilisi müdahil oluyor. Öyle olunca tartışma başka yerlere gidiyor. Yani bir konu başlığı altında derli toplu bir mimarisi olan, çerçevesi olan bir şey oluşturamıyorduk. Dolayısıyla Sayın Öcalan görüşme sonrası kamuoyu yansımalarını izleyerek, bizim anlatamadığımız, eksik kavradığımız yönler varsa bu konuda bizi, kamuoyunu ve kendi yoldaşlarını aydınlatmaya dönük ayrıntılı bir zaman ayırmaya çalışıyordu. Ama bütün bunlar bu kadar görüşme yaptık, en uzunu 4-5 saat sürdü. Ortalama alındığında 3-4 saat oluyor. Bu kadar yoğun gündem içinde bize anlatmaya çalışıyordu. Bu özeleştirimiz. Bizim yeterince aktaramadığımızı ve kamuoyuna bu doğrultuda bir duyarlılık oluşturma çabalarımızın eksik kaldığı noktasıdır. Hala da böyle düşünüyorum. Birçok sebebi olabilir ama bizim işimiz değil. Yeterince aktaramadığımız ülkenin bugün geldiği durum itibarıyla ortada.”

‘ÖCALAN NASIL TARİF ETTİYSE ÖYLE OLDU’

“Darbe mekaniği Sayın Öcalan’ın yaptığı atıf ve vurgular bugün hem teorik boyutuyla hem de pratik yaşadığımız darbe teşebbüsüyle gündeme geldi” diyen Önder, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Öcalan hayatımda tanıdığım kavramsallaştırma kabiliyeti en yüksek ve önerme gücü en etkili şahsiyetlerden biridir. Tarihteki bütün şahsiyetleri tanımadık ama bıraktıkları eserler ve onlar için yazılan biyograflarından bütün değerli şahsiyetleri gözlemleme şansımız oldu. Şaşmaz bir öngörü ve mutlaka tarihsel ve felsefe boyutuyla da beslenmiş belirlemeleriyle geçti bizim onunla yaşadığımız bütün süreç. Bir teki bile eksik, yanlış ya da zamanlaması rötarlı olarak gerçekleşmedi. Ne dediyse o oldu. Nasıl tarif ettiyse öyle oldu. Ne zaman gerçekleşecek dediyse öyle oldu” diye konuştu.

‘ROJAVA DÜNYANIN HAYRANLIĞINI KAZANDI’

Önder, “İçinde yaşadığımız Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasını, Türklük burayı kendisine yurt edindi. O tarihsel sürece baktığımızda bu coğrafya kavimler boğazlaşması, mecalsiz bir Hıristiyanlık, gücünü yitirmiş bir Yahudilik ve hegemonların mutlak zor ve mutlak baskı, katliam yöntemleriyle zapturapt altına aldıkları bir coğrafya. Hal böyleyken Türklük, öncüsüyle buraya gelenler bir sihirli söz ile burayı yurt ettiler. O da ‘Biz 72 millete bir nazarla bakarız’dır. Bu bir şefaat değildir. Bu sözün arkasında bir dizi şey olması gerekirdi. Bir nazarla bakmak için çoklu bir millete bir nazarla bakmak için bu çoklu yapıyı kabul etmek gerekiyor. Çoklu bir yapıyı kabul ettiğinizde de bir arada yaşamaları için bir hukuk geliştirmek gerekir. Nizam kurabilme becerisi diyoruz. Sayın Öcalan da bu kavrama atıf yapıyordu” diye konuştu.

Çoklu hukukun giderek tekleştirildiğini belirten Önder, “Her anlamda tekleştirildi. Tekleştirildikçe nizam kurma becerisi de ortadan kalktı. 21’inci yüzyıla birlikte Kürt halkı kendi birçoğu acı deneyimlerle, siyasi öncülerinden de alarak, başta Sayın Öcalan olmak üzere ortaya koyduğu teorik çerçeveyle birlikte dünyada yeni paradigmaya uygun nizam kurma becerisi ve pratiğini geliştirdi. Bu dünya, halklar tarihinde pek de rastlanan bir şey değil. Çünkü genellikle egemen ulusun ya da iktidar bloğunun geliştirdiği bir şeyken Kürtler bu koşullar içerisinde önce kendi yaşadığı yurtlara sonra bölgeye giderek dünyaya yeni bir pratiğin öncüsü oldular. Rojava bunun örneğidir.  Neredeyse bütün dünya mazlumlarının hayranlığını kazanan, çürümüşlüğün kol gezdiği dünyaya gerçekten de insanların içi boş olmayan, başka bir dünya mümkün duygusunu, her ne yapılacaksa birlikte ve önce söylediler sonra bu pratiği inşa ettiler” diye kaydetti.

‘TARİH YAZACAKTIR’

Öcalan’ın anbean Kobanê ve DAİŞ’e dikkat çektiğini hatırlatan Önder, şu ifadeleri kullandı: “Öngörüleriyle mücadele hattının gerek siyasi, gerek askeri gerek diğer alanlarda nasıl kurulması gerektiğine dair birebir somut, anlaşılır ve net değerlendirmeleri sayesinde olmuştur. Bunun pek azı kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Bu böyle kalmayacaktır. Tarih bunu ilerde bu bölgenin gerçekten bu paradigmayla ortak yaşam nizamı üzerinde şekillendiği zaman Sayın Öcalan’ın yol gösterici, çerçeveci rolünü kaydedecektir. Bilenler için bu bugün de böyledir. Ama bu çok değerli pratik olarak sosyolojik ve politik anlamda hak ettiği yeri alacaktır.”

“Öcalan serinkanlılığını hiç kaybetmeyen biridir. Fakat neredeyse telaş halinde ve büyük bir öfkeyle Rojava’da geçirilen ve geçirilemeyen pratiklerinde hep darbe mekaniğine işaret etmiştir” diyen Önder, “Sayın Öcalan 2 metrekarelik hücresinde sorularla bize kavrattı. Gelişmeler onu haklı çıkartı. Oda şuydu: Numan Kurtulmuş ve Efkan Ala’nın yeni bakan olmuştu ve Suruç’a bir ziyarette bulunuyorlar.  Rojava alabildiğine gergin. Tabiri caizse ölümden döndüler. Ama bu bir suikast şeklinde değildi. Orada bir arbede yaşandı. Durup dururken bir arbede yaşandı ve Sayın Öcalan bunun soruşturulması gerektiğini söyledi. Burada bir sıkıntı var. PKK’nin tarzı değildir. HDP ile ilgili olmadığını gördük. Diyalog aşamasının en az sorunla yürüdüğü zamandır. Bir görüşmenin neredeyse başat haline getirdi. Devlete bunu araştırdı. Ortaya çıktı ki bu bir Gladio operasyonu. Orada bir provokasyon olduğu ve o sonuçtan başka daha vahim bir provokasyonun işi olduğunu fark ettik” dedi.

‘DEVLETİN GÜCÜ YETMEDİ’

Önder, “Bugünkü 15 Temmuz darbe teşebbüsünün temel aktörleri olan cemaat, sürecin başından itibaren türlü engellemelerle Sayın Öcalan tarafında oturtmaya çalışılan bu süreci zeminden koparmaya çalıştılar. Herkes bugünden bakarak, barış sürecinde neden üzerine düşeni yapmadı, hendek meselesiyle Kürt siyasetini suçluyor ama meselenin aslı böyle değil” diyerek devletin bu işe niyet ettiğini ancak gücünün yetmediğini gördüğünü söyledi.

‘ÖCALAN’IN AÇIKLAMALARINDAN KORKUYORLAR’

Önder, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından cemaatin Öcalan’ın havalandırmasındaki konuşmasını dinlediğini ve bir argüman olarak kullandığını söyledi. Önder, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Darbe mekaniğinin içerisinde olan Gladio, Ergenekon, cemaat ve yabancı servisler her kimse, İmralı’yı özel hedef aldığı, gerçekliği ortaya çıktı. Boyutlarını kamuoyu bilmiyor. Ve Sayın Öcalan’dan öğrenmemize de iktidar fena halde tedirgin ve telaşlı bir şekilde karşı çıkıyor. Diğer tecrit süreçlerinden en temel farkı bunun kamuoyu çok yükseldiği zaman, uluslararası baskı olunca bir aile görüşmesiyle bu tartışmaları söndürmeyi tercih ederdi devlet. Şimdi darbeden sonra artık Sayın Öcalan’ın neyi anlatacağından tedirginler, neyi açıklayacağından korkuyorlarsa mutlak bir tecrit uyguluyorlar.”

BİRDAL: ORTAK MÜCADELE HATTINA İHTİYAÇ VAR

“Öcalan ve demokratik barış mücadelesi” başlığını anlatan siyasetçi Akın Birdal, “Son 30 yıldır Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’ye barış, barış olmadan demokrasi, demokrasi gelmeden özgürlükler olmaz diyorduk. Keşke yanılsaydık ama geldiğimiz noktayı görüyoruz” diyerek tecridin son bulması gerektiğini söyledi.  Birdal, “Sayın Öcalan’ın adı Kürt halkının adıdır, kimlik, direnişi dil, kavga, barış, umutlu geleceğin adıdır” dedi.  Yıllar önce “Öcalan’a Özgürlük” kampanyası başlattıklarını hatırlatan Birdal, “Gündem bizi o denli içine alıyor ki biz temel gündemleri unutuyoruz. Günlük işin içine giriyoruz. Gündemler ne zaman manipüle edilirde o zaman tecrit gündeme gelir. Bir ortak irade oluşturulmalıdır. Örneğin çok yoğun bir süreç var. Bu yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri. Seçimleri güvenliği, savaş sürecinin Türkiye’yi götüreceği yer de gözden geçirilmelidir. Ulusal boyutunu da tartışmalıyız” diye belirtti. İçinde bulunan süreç karşısında ne yapılmalı sorusunu yönelten Birdal, ortak bir mücadele hattından bahsederek, “Gerçek demokrasi güçleri, devrimciler ve diğer kesimlerin ne yapmalı diye bir arayışları olmalı. Bu süreçten duyulan kaygıyı açıklamalılar. Buna ihtiyaç vardır” dedi. Birdal, basın üzerindeki baskıları anlatarak, Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Yazıişleri Müdürü’nün tutuklanmasına dikkat çekti.

GENÇ: ORTADOĞU’YU KRİZLERİN ÇÖPLÜĞÜ YAPTILAR 

SAMER Koordinatörü Yüksel Genç ise, “Ortadoğu’nun savaş hali ve radikal demokrasi çözümü” başlığını değerlendirdi. Genç, “Öcalan ‘Suriye’den çıkmasaydım 3. Dünya Savaşı olacaktı’ dedi. O çıkışıyla 3. Dünya Savaşı’nı engelledi” dedi. “Dışarıdan bize verilen şey her zaman felakete, kaosa yol açıyor” diyen Genç, şöyle devam etti: “Ulus devletçilik hakikatinin Ortadoğu’da çıkardığı sonuçlar gibi. Eğer bünyeniz size uygun olmayan bir organa sürekli maruz kalıyorsa bu sizin bitmeyen kriziniz demektir. Ve Ortadoğu bitmeyen bir krizin içinde 2 yüzyılı aşkın bir süredir debelenip duruyor. Bu krize, ulus devlet krizi, sistem krizi diyebiliriz. Çok büyük kriz var. Ama bu krizler esas itibariyle Ortadoğu’nun kendisine bile ait değil. Küresel hegemonik güçlerin kendi varlıklarını yürütürken aslında kurdukları sistemlerin işe yaramaz bölümlerine ya da zorlama çıkaran bölümlerini attıkları yer, Ortadoğu’yu sanki krizlerin çöplüğü gibi yaptılar.”

‘İKİ ALTERNATİF YAŞAM VAR’

Savaşın bu coğrafyanın kaderi olmadığını ifade eden Genç, şunları kaydetti: “Coğrafya kaderdir diyenler Ortadoğu’yu savaş coğrafyası olarak görebilir. Bu coğrafyanın kaderinde güzellikler var. Radikal demokrasi tam da o güzelliklere bakarak ortaya çıkmıştır. Artık bizim de içinde oluğumuz Suriye savaşına baktığımızda ilk gözümüze çarpacak olan şey hegemonik güçlerin önce vekaletleriyle sonra da kendi asaletleriyle yürütmüş olduğu savaşın bağlamına baktığımızda orada bir Suriye savaşı yok. Orada basit bir petrol savaşı falan da yok. Suriye’de yaşanan şeyle beraber dünya uzun süredir yürütmüş olduğu krizle bir yol ayrımına gelmiş durumda. 8 yıl önce Arap baharı ortaya çıktığında Öcalan, ‘Ulus devlet öldü’ demişti.”

Suriye savaşının kendisinde hiç hesaplanmayan bir durumun ortaya çıktığını sözlerine ekleyen Genç,  “Suriye’de iki alternatif yaşam tahayyülü karşılaştı. Bir tanesi devletli olduğunu bildiğimiz sistemlere has içerikler olabilir. Bir yandan devlet içi modeller, çözüm üretmeyen krizlerin oradan kendilerini gidermeye çalışırken ikinci bir yaşam tahayyülü bizim Rojava kanton deneyimleri içerisinde gördüğümüz Demokratik Konfederalizm örgütlenme biçimi. İkinci alternatifi çok tartışmaya başladık. İhtiyacımız olan şey bize ait olanı bulmaktır” dedi.

İkinci oturum soru cevapla sona erdi. Forumun son bölümü ise basına kapalı bir şekilde devam ediyor.

İlgili Haberler-

Celalettin Can mahkemede: Demokrasiyi savunmak suç değil
Türkİye

Celalettin Can mahkemede: Demokrasiyi savunmak suç değil

26 Haziran 2018
MHP’den OHAL açıklaması: Devam etmeli
Türkİye

MHP’den OHAL açıklaması: Devam etmeli

26 Haziran 2018
İnce: Ne yaparlarsa yapsınlar kaybedecekler
Türkİye

İnce: Ne yaparlarsa yapsınlar kaybedecekler

24 Haziran 2018
AKP’lilerden tutuklu yakınlarına: 200 oy getirin serbest bırakalım
Türkİye

AKP’lilerden tutuklu yakınlarına: 200 oy getirin serbest bırakalım

23 Haziran 2018
Ankara’da seçim operasyonu
Türkİye

Ankara’da seçim operasyonu

23 Haziran 2018
Sanatçı Hozan Cane gözaltına alındı
Türkİye

Sanatçı Hozan Cane gözaltına alındı

23 Haziran 2018
78’liler Girişimi Celalettin Can’ın bırakılmasını istedi
Türkİye

78’liler Girişimi Celalettin Can’ın bırakılmasını istedi

21 Haziran 2018
Emekli-Sen: İnsanca yaşamak için toplu sözleşme istiyoruz
Türkİye

Emekli-Sen: İnsanca yaşamak için toplu sözleşme istiyoruz

20 Haziran 2018

CANLI YAYAYIN

https://www.youtube.com/watch?v=37o4w5o478I
KADIN

YJA-STAR Merkez Karargah Komutanlığı: Şimdi özgürlük ve özgürleştirme zamanı

6 Mart 2021

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutlayan YJA Star Merkez Karargah Komutanlığı, "Saralaşarak kavga edeceğiz, Semalaşarak düşmanla çarpışacağız ve düşmanı...

Devamını oku
KADIN

Siyasi kadın tutsaklar için beste: Dargerînok

6 Mart 2021

Sanatçı Suna Alan, siyasi tutsak Nûdem Durak ve tüm siyasi tutsaklar için için Dargerînok-Sarmaşık isimli bir şarkı besteledi. Sanatçı Suna...

Devamını oku
PAJK Koordinasyonu, Viyan Caf’ı eylemin 14. yıldönümünde andı
KADIN

PAJK: Alanlarda olalım, özgür yaşam çağrımızı yükseltelim

6 Mart 2021

Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi- PAJK Koordinasyonu, 8 Mart vesilesiyle yazılı açıklama yaptı. 8 Mart vesilesiyle tüm kadınlara sesleniyoruz, alanlarda olalım...

Devamını oku
GÜNCEL

PYNK’den çetebaşı El Hariri’nin Hewler ziyaretine tepki

6 Mart 2021

Kürt Ulusal Birlik Partileri PYNK, Suriyeli çetebaşı Nasir El Hariri'nin Hewlêr'de ENKS ve KDP başkanı Mesut Barzanî tarafından ağırlanmasının manidar...

Devamını oku
Medya Haber TV - Canlı

© 2021 Medya Haber TV.

HAKKIMIZDA

  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • KULLANIM VE GİZLİLİK ŞARTLARI

Bizi Takip Edin

Sonuç yok
Tüm Sonuçlara Bak
  • ANASAYFA
  • GÜNCEL
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KADIN
  • KÜLTÜR-SANAT
  • EKOLOJİ
  • TÜM HABERLER
  • PROGRAMLAR
  • YAYIN AKIŞI
  • CANLI YAYIN – LIVE
  • MEDYANEWS

© 2021 Medya Haber TV.